Yakın Gelecek Hiç Eskisi Gibi Olmayacak

Son yıllarda yaşanan ciddi iklim değişiklikleri ve mevsimlerin kayması hem devletlerin hem de vatandaşların ilgi odağına yerleşmiş durumda. Aslında yaklaşan felaket ve felaket silsileleri onlarca yıl önceden bilim insanları tarafından öngörülüp ne kadar anlatılsa da başa gelmeden hiç kimsenin bir doğru dikkatini çekmeyi başaramamışlardır. İklim değişikliklerinin yakıcı ve yıkıcı etkileri ile yüz yüze olduğumuz bu dönemde önlemler doğru bir şekilde ve doğru bir zamanda alınmazsa bugün sahip olduğumuz birçok şeye yakın zamanda sahip olamayacağız.

Bu durum bazı rutinlerimizi ciddi anlamda değiştirmemiz anlamına gelmektedir. Bazı bilim insanları ve devletlerin çeşitli kurulları şimdiden ön alabilmek için çalışmalarına son sürat devam etmektedirler. Bir zamanlar bilim kurgu diye seyrettiğimiz film veya diziler son 20 yılda birer birer gerçek olmaya başlamış durumda. 2019 yılında tanıştığımız salgın gibi. Zombiler hariç birçok bilim kurgu yapımını canlı olarak tecrübe etmedik dersek yalan olur.

İklim krizleri ile beraber gelen durumda birçok ülke eğitim öğretim dönemlerini yani aylarını değiştirmeyi düşünmektedir. Aynı şekilde tarımsal alanda da bazı bitkilerin yetiştirildiği coğrafi alanlar artık başka bitkilerin yetişebileceği bir iklime doğru kaymaktadır. Uzmanlar hem ekilip biçilebilen alanların yakın bir gelecekte artık verimsiz hale geleceğini, daha önceden tarım yapılamayan alanların ise tarıma elverişli hale geleceğini öngörmektedirler. Elbette bu arada yoğun tarım yapabildiğimiz alanlar gelecekte çöle dönüşecek olduğu anlamına da gelmektedir.

Bir zamanlar petrol ve diğer yeraltı kaynakları için yapılan savaşların yakın bir gelecekte ekilip dikilebilme özelliğine sahip topraklar için yapılmaya başlanacağını söylenmektedir. Bu iklim değişiklikleri ile beraber içilebilir su kaynaklarının gittikçe azaldığını doğru tasarruf yöntemleri kullanılmazsa gelecekte filmlerde seyrettiğimiz su savaşlarının gerçeği ile yüz yüze kalacağımızı bize hatırlatmaktadırlar. Ülkemizi su kaynakları açısından zengin bir potansiyele sahip düşünebilirsiniz. Ama durum öyle değil her geçen gün su fakiri bir ülke olma yolunda hızlıca ilerlemekteyiz.

İklim krizleri ile birlikte içilebilir su kaynaklarının durumu bir paralellik arz ettiği için bu ikisinin birbirinden ayrı düşünülmemesi gerekliliğini karşımıza çıkartmaktadır. Bu durum iklim ve su göçlerine bununla bağlantılı olarak da dünyanın demografisinin ciddi bir şekilde değişeceğine inanılmaktadır. Dünyanın her geçen gün sıcaklığının artması artık gözle görülür hale gelmiştir. Buna en iyi örnekler ise; son yıllarda aşırı sıcaklar, aşırı soğuklar, sel felaketleri, orman yangınları ve tarım alanlarındaki yangınlardır.

Özellikle orman alanlarının ve tarım alanlarının sık sık büyük çaplı yangınlarla anılır hale gelmesi lokal ve genel olarak iklimi de tetiklemektedir. Yani birbirini zincirleme takip eden reaksiyonlar şeklinde cereyan etmektedir. Tarım alanlarının bu kadar hızlı kaybedilmesi yakın gelecekte gıda arzında sorunların hatta kıtlıkların baş göstermesine sebep olacaktır.

İşte, bir dönemler büyük şehirlere başlayan yoğun göçler belki yakın bir gelecekte tersine dönerek kırsal alanlara ve iklimi ılıman olan yerlere yönelecektir. Bunu şimdiden öngören kişiler farklı coğrafyalardan tarıma elverişli araziler almaya ve yakın bir gelecekte yaşanabilecek gıda krizine bir çözüm bulmaya çalışmaktadırlar. Bunu devletler de planlamakta, büyük şirketler planlamaktadır. Bireysel planlama yapan kişiler de bunun üzerine düşünmekte ve uygun fırsatlı arazileri satın almaya çalışmaktadır.

Bunda sadece beklenen gıda krizi değil yaşanan veya yaşanması muhtemel salgınlar da düşünülerek kaçış noktası olarak planlanmaktadır. Hastalık ve salgınlardan uzak, kendi toprağında kendi yetiştirdiği ürünlerle gıda ihtiyacını karşılayan yine kendi arazisinden çıkarttığı suyla işlerini gören ailelere doğru bir ütopik gerçekliğe doğru ilerlemekteyiz.

Bazı şeyler için geç olduğu kadar yine bazı şeyler için hale geç değildir. Sorumluluğu sadece devletlere ve büyük şirketlere bırakmayıp kendi bireysel önlemlerimizi almamız gerekmektedir. Su kaynaklarının daha verimli kullanılması için üzerimize düşen görevleri ifa etmemiz gerekir. Aynı şekilde sadece tüketmekten vazgeçip kendi çapımızda planlı bir şekilde üretimi öncelemeliyiz. Bir bahçeniz varsa orada bir takım gıdaları yetiştirmenin gayreti içerisinde olmalıyız.

Editör: Sedat Dizlek

BENZER İÇERİKLER

10.10 Saat Anlamı Nedir?

Çift saatler arasında yer alan 10 10 saati ve yorumları en çok merak edilen saat dilimlerinin başında gelmektedir....

Futbol Tarihindeki İlk Kırmızı Kart ve Türkiye İle İlgisi Nedir?

Futbol hiç kuşkusuz dünya tarihinde en fazla takip edilen ve ilgi gören sporlarda açık ara birinci sırada yer...

23.23 Saat Anlamı Nedir?

Saatler ve anlamları, sembollere yüklenen anlamlar insanlar tarafından sıklıkla takip edilen ve merak edilen gizemlerden biridir. Saatler anlamları...

Aracımızla Yılda Ortalama Kaç Bin Kilometre Yol Yapıyoruz?

Ulaşım denilince akla ilk geleni kara taşıtları olmaktadır. Kara taşıtları ise otomobil, minibüs, kamyon ve otobüsler diye çeşitlere...