Birçok sohbet ortamında, televizyon kanallarındaki programlarda, edebi sohbetlerde gibi gündelik hayatımızda sıkça duyduğumuz Pandora’nın Kutusu aslında ne? Pandora’nın Kutusunu kim yaptı? Pandora’nın Kutusunun içerisinde neler vardı? Pandora’nın Kutusunu kim açtı? Ve en önemlisi açılan bu kutu insanlığı nasıl değiştirdi? İşte bütün soruların cevabı.
Pandora’nın kutusu Antik Yunan efsanelerinde geçen, ama yüzlerce yıl boyunca anlatılarak, konuşularak günümüze kadar gelmiş ve her dilde olumsuz bir olaylar silsilesi olduğunda benzetme amaçlı olarak kullanılagelmiş bir tabirdir.
Pandoranın kutusu ile ilgili birkaç rivayet olup temel olarak iki hikâye üzerinde durulmaktadır. Antik Yunan mitolojisine göre insanlığı yaratan Prometheus, ateşi insanoğluna armağan etmesi ile her şeyi başlatır. Tanrıların tanrısı olarak adlandırılan Zeus bu durumdan hiç memnun olmamıştı. Zeus, insanların bu şekilde kendilerini koruyabileceğini, gelişeceğini ve mutlu bir şekilde yaşayarak tanrılara karşı çıkacaklarını düşünüyordu.
Bunun üzerine insanları birbirine düşürecek bir kadını Pandora’yı yaratıp insanların arasına gönderdi. Ama Zeus, Pandora’yı dünyaya göndermeden önce ona bir kutu verdi. Kutunun içerisine her tanrıdan bir özelliğinden parça koymasını istedi. Kutu kapandıktan sonra ona dünyada bu kutuyu açmaması için tembih etti.
Aslında Zeus bu yasağı insanların ve Pandora’nın bozacağına inanıyordu. Ve öyle de oldu. Bir rivayete göre o kutuyu Pandora merak ederek açmıştı. Diğer bir rivayete göre de Pandora’nın dünyaya geldiğinde evlendiği insan tarafından merakına yenilmesi ile açılmıştı.
Her iki seçenekte de Pandora’nın kutusu açılacak ve içerisindeki her şey dünyaya saçılacaktı. Kutu açıldığında dünyada mutlu bir şekilde yaşayan insanlar artık kötülüklerin ortaya saçılması ile bir daha eskisi gibi olmayacaktı.
Pandora’nın kutusu içerisinde hastalıklar, yalan, riya, çekememezlik, ıstırap, şehvet gibi kötülükler vardı. Açıldıktan sonra durumu anlayan Pandora, tekrar kutuyu kapatacaktır. Ama bir tanesi içeride kalmayı başaracak olup o da ‘umut’tur. Asıl bu kadar kötülüğün arasında içeride değil de dışarıda kalması gereken umudun içeride kalmasıdır.
Dünyada var olan açlığın, savaşların, nefretin, cinayetlerin, şehvetin, kıtlıkların çıkış noktası olarak Antik Yunan mitolojisi Pandora’nın kutusunu işaret etmektedir. Eğer merak edip o kutuyu açmasalardı dünyanın çok daha güzel ve mutlu bir yer olacağına inanmaktadırlar. Böylece Zeus Prometheus’dan intikamını böylece almış oluyordu.
Diğer rivayete göre açılan kutudan çıkan bütün kötülükler tekrar verildikleri yere yani tanrılara dönmüştür. Kutunun içerisinde kalan ‘umut’ ise dünyada insanların başına gelen büyük kötülüklerde onları ayakta tutmak için tek çare olarak kaldığıdır. Zorluklarla baş edebilmek ve geleceğe iyi bakabilmek adına umuda ihtiyaç olduğudur.
O yüzden günümüzde nerede bir acı ve felaket olsa ‘Pandora’nın Kutusu açıldı’ tabiri kullanılagelmiştir. Kim bilir belki bütün kötülüklerin kaynağı çamurdan yapılmış bir kutudur. Kim bilir belki de o kutu insanın ta kendisidir.